TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SİNEMA BÖLÜMÜ’NE KAVUŞUYOR - Tekirdağ Günaydın GazetesiTekirdağ Günaydın Gazetesi

30 Aralık 2024 - 17:19

TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SİNEMA BÖLÜMÜ’NE KAVUŞUYOR

TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SİNEMA BÖLÜMÜ’NE KAVUŞUYOR
Son Güncelleme :

12 Temmuz 2021 - 11:38

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde önümüzdeki yıl açılacak olan Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü ile ilgili Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Sadık Battal Tekirdağ Günaydın Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.

Ertan Gence: Sadık Battal kimdir?

Sadık Battal: Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema Tv Bölümü’nde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimimi tamamladım. Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde ve Gaziantep Üniversitesi’nde öğretim elemanı olarak uzun yıllar görev yaptım. Nihayet Tekirdağ Namık kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nü kurmak ve geliştirmek gayesiyle huzurlarınızdayım. Sanat, hususiyetle de sinema eğitimine yönelik belgesel filmler çevirdim. Çek Bir Film adlı 22 bölümlük sinema eğitimi amaçlı seri belgeselimiz defalarca TRT Okul Televizyonunda gösterildi, yakınlarda TRT 2 Televizyonunda yeniden gösterilmesi düşünülüyor. Yavuz Turgul’un Dünyası, Metin Erksan’ın Tutkusu, Yücel Çakmaklı, Tolgay Ziyal adlı belgesel filmlerimiz çeşitli televizyon kanallarında ve uluslararası festivallerde gösterildi. Çizginin Piri Hasan Aycın’ın hayatına ve sanatına odaklanan Çizgizâr ve Bilge Şair Lokman Hekim Hasan Hüsrev Hatemi adlı belgesel filmlerimizin çekimleri ve kurguları devam ediyor. Asıl Film Şimdi Başlıyor adlı sinema kitabım Vadi Yayınları arasında yayınlandı. Birçok yeni sinema kitabım tezgâhta dokunmaya devam ediyor. Hazırlayıp sunduğum Tahta Köprü adlı kültür sanat programı bir özel televizyon kanalında 52 bölüm olarak yayınlandı. Senaryosunu yazdığım “Veliler Serdarı Hasan-ı Basri” filmi, Yılmaz Atadeniz’in yönetmenliğinde çevrildi. Sanat, hususiyetle de sinema ağırlıklı makalelerim ve mülakatlarım çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı. Şiirlerim ve denemelerim çeşitli dergilerde yayınlandı.  Editörlüğünü yaptığım Tezkire Dergisi’nin 42. Sayısı olan “Saraybosna Sevgilim Özel Sayısı” Türkçe-Boşnakça iki dilde hazırlandı ve yayınlandı.

Ertan GenceNasıl bir eğitim öğretim öngörüyorsunuz?

Sadık Battal: Şair ve Mütefekkir Sezai Karakoç, Edebiyat Yazıları adlı kitabında “Sanat, yaratılanın değil yaratışın taklididir.” der. Evrende her şey her an oluş halindedir. Rahmân Sûresi’nde “Allah her an yaratmadadır.” Âyeti, evrendeki her şeyin her an oluş halinde olduğuna işaret olarak da okunabilir. Biz de eğitim ve öğretimi canlı bir varlık olarak düşünüyoruz, donmuş bilgilerin değil muhabbete dayalı oluş halinin peşindeyiz.

Daha evvelden hazırlanmış kalıp bilgileri talebelerin kafasına boca edip giden öğretmenlere değil, ders esnasında düşünüp an içinde bulduğunu paylaşan öğretmenlere ihtiyacımız var.

Öğretmenin düşündüğünü göremeyen talebe düşünmeyi nasıl öğrenebilir?

Sanat bir yurt özlemidir, bilim de öyle. Özlediğimiz şey esasen gerçek hakikattir.

Son zamanlarda gurur kelimesi medyada ve sosyal medyada, hatta akademilerde ve bilimsel mahfillerde en çok kullanılan kelimeler arasında yer alıyor. Gururlanmak için bahane aranıyor, hatta her durumdan gurur çıkarılıyor. Cahil insanın kendini bir matah sanma yanılgısı gururla örtülüyor.

Görmeyi ve düşünmeyi öğrenemediğimiz müddetçe özgün bir sese ulaşabilmemiz mümkün görünmüyor. Görmek için, düşünmek gerekir. Düşünmeyi öğrenemediğimiz müddetçe göremeyiz, göremediğimiz müddetçe hatırlayamayız. Hatırlamanın olmadığı yer, görmenin ve düşünmenin unutulduğu yerdir. Görmeyi ve düşünmeyi öğrenip öğretemediğimiz müddetçe karanlığa mahkûm oluruz, ışığa ulaşamayız. Işık, düşünmenin ve görmenin sınırlarında parıldamaktadır.

“Zavallı Türk aydını. Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu…” diyor Cemil Meriç. Evrenselliğin yerellikten geçtiğine akıl erdirelemiyor, zira düşünemeyen akıl kendi değerini fark edemiyor.

Ertan Gence-Sizi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nü kurmaya sevk eden sebeplerden bahsedebilir misiniz?

Sadık Battal: Garip Bülbül Neşet Ertaş’ın elini öpmek istediğimde “Sadık aynısı sende var” demişti. Bu cümlenin hikmetini sınıf düşme korkusuyla kendi değerlerine ve kendine yabancılaşan aydınımıza nasıl anlatabiliriz? Bilim ve sanat, gerçek hakikati aradığı müddetçe değerlidir. Evrende var olan evrendeki her varlıkta da vardır, gerçek hakikat her varlığın gönlünde saklıdır, her varlığın bir gönül dili vardır. Gönül dilini unutmuş insanın elinde boş gurur ve habis kibir kalır, sabah akşam gururlanır ha gururlanır. İnsana ve varlığın cümlesine yakışan ise onurdur, şereftir, haysiyettir.

Daha evvel görev yaptığım Üniversitede “Haddini Tanı Kendini Bil”, “Aynısı Sende Var” vb. özgün dersleri müfredatımıza almıştık, bu derslerin sebebi hikmetini talebelere anlatabilmiştik de bilim insanlarına ve sanıp atan sanatçılara anlatamamıştık. Türkiye’de ve bütün Doğuda sanat eğitimi, Batıdaki eğitimin kötü bir taklidi olmaktan öteye geçemiyor maalesef.  Sanıp atan sanatçılar ve gurura gark olmuş bilim insanları başkalarını taklit etmekten zerre miskal utanmadıkları gibi, arada çıkan özgün seslere düşmanlıktan da geri durmuyorlar. Vah vah tüh tüh. İbn Arabi “Kötülük Allah’ın unutulduğu an ortaya çıkan şeydir” der. Allah’ı unutan insan, her varlığa bahşedilmiş olan Allah’ın nefesini nasıl hatırlasın? Spinoza “taşın toprağın gönlü vardır, dili vardır” gibi şeyler söyleyince Batılı ve çağdaş görünmek uğruna taşla toprakla konuşuyor numarası yapan çakma aydınlarımızla huzura nasıl erilsin, aydınlığa nasıl çıkılsın?

Ertan Gence-Bölümünüzün müfredatından bahsedebilir misiniz?

Sadık Battal: “Ben olsam, Müslüman Doğudaki tüm mekteplere ‘eleştirel düşünme’ dersleri koyardım. Batı’nın aksine, Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur.” diyor Bilge Aliya İzzetbegoviç.

Bilge Alya’nın özlemi olan “Eleştirel Düşünme” dersini nasipse Tekirdağ’da açıyoruz.

Çizgizâr’ın Çizgisi dersi Çizginin Piri Hasan Aycın ile hikmet yolculuğumuzu içeriyor. Exupery “Aslolan görmektir, yazmak neticedir.” diyor. Görme ve Düşünme dersi ile görmeyi ve düşünmeyi öğrenmeyi hedefliyoruz. Hakikat Sineması, Aynısı Sende Var, Haddini Tanı Kendini Bil, Sinemanın Sesi, Sosyodramatik Sinema vb. derslerimiz Batıda ortaya çıkan bu sanat dalını bizden kılmaya yönelik derdimizin neticesinde açılmış derslerdir. Sinema Tarihi, Senaryo, Kısa Film, Belgesel Film, Çizgi Film ve Animasyon, Görüntü, Kurgu, Ses, Film Müziği vb. dersler bölümün temel dersleri olarak yerlerini koruyor, ancak bu derslerin içerikleri de bizim kendi sanatsal bakış açımızla yoğruluyor.
Hâsılı kelâm, hazırladığımız bu ders programı taslağı temelleri sağlam olan bir taslaktır, özgünlüğü açıktır. Çizginin Piri Çizgizâr Hasan Aycın Batıda ortaya çıkmış olan karikatürü bizden bir çizgiye nasıl dönüştürebilmiş ise, biz de sinemayı bizden kılmak gayesiyle özgün bir müfredat hazırlamaya gayret ediyoruz. Muhabbetimiz ve sanatımız Yusuf Kuyusu’nda dönüyor.

Yunus Emre’den Neşet Ertaş’a, Mevlana’dan Hacı Bektaş Veli’ye kadar Anadolu’nun kadim bilgeleri değerli eserleriyle bize yolun doğrusunu gösteriyor. Bilge Şair Lokman Hekim Hasan Hüsrev Hatemi’nin ve Çizginin Piri Hasan Aycın’ın değerli eserleri yolumuzu aydınlatıyor. N’etti Bu Yunus N’etti, Yozlaşmadan Uzlaşmak, Kimlik Kuyusu, Ömür Süvarisi, Ağustos Melâli, Bocurgat, Gece Yürüyüşü, Sehergâh, Hamzanâme, Battalnâme, Aşknâme kaynaklarımız arasında yer alıyor.

Ertan Gence-Sadık Hocam verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz, eklemek istediğiniz bir şey varsa duymak isteriz.

Sadık Battal: Ertan Bey cümlenize teşekkür ederim, gönlünüze sağlık dilerim. Trakya bölgesinde Türkiye’nin ve dünyanın en iyi sinema bölümünün kurulması ve gelişmesi için cümlemize rehberlik eden değerli Rektörümüz Mümin Şahin Hocamız başta olmak üzere değerli Dekanımız Murat Özyavuz Hocamıza,  Üniversitemizin ve Fakültemizin değerli emektarlarının cümlesiyle değerli Tekirdağ halkının bilcümlesine mahsusen selam, teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Gelecek yıl nasipse açılacak olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nün Türkiye’nin ve dünyanın en iyi sinema okulu olması için hazırladığımız özgün müfredatı mütemadiyen güncelliyoruz. Nasipten öte nimet, Hak kelamından gayrı söz olmaz. Her nesnede Hakkı gören canlara selam olsun.

ERTAN GENCE

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.